17. Yüzyıl Avrasya’sında Resimli Kitaplar ve "Orta Sınıfın" Yükselişi?
Japonya ve Osmanlı’dan Örnekler



17. yüzyılın sonlarına doğru Japonya'da ilginç ve sanatsal bir akım gelişti: "Ukiyo-e" ve "Nishiki-e" olarak bilinen ahşap baskı resim sanatı. Bu teknikle, ahşap bloklar özenle oyuluyor ve resimler kağıda basılıyordu. Zamanla bu baskı resimler sadece duvarları süslemekle kalmadı, kitaplara da basılmaya başlandı. Bu süreç, Japonya'da "resimli kitaplar"ın doğuşuna yol açtı. Özellikle 1700'lü yıllarda bu resimli kitaplar hem siyah beyaz hem de renkli olarak büyük bir popülerlik kazandı. Bu gelişme, Japon okuma kültüründe önemli bir dönemeçti. Bu dönemde özellikle şehirde yaşayan Japonların (chonin) bu resimli kitaplara büyük bir ilgi gösterdiği dikkat çekiyordu. Şehir hayatının dinamikleriyle uyumlu olarak, estetik açıdan zengin ve renkli içeriklere sahip bu kitaplar, bu kesim arasında hızla popüler hale geldi. 

Ahşap baskı tekniğiyle hazırlanan bu eserler genellikle kitapçılardan veya sokak satıcılarından temin ediliyordu. Bu dükkanlar, sadece kitap satmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal buluşma noktaları haline geliyordu. İnsanlar bu mekanlarda yeni çıkan eserleri tartışıyor, ilgiyle takip ediyordu. 


Hishikawa Moronobu’ya (ö. 1694) ait. Yamato’nun çiftçilerini ve “savaşçıları” tasvir edilmiş.
Arthur M. Sackler Gallery, Smithsonian Institution, Washington, DC


Aynı dönemde, ilginç bir şekilde Osmanlı'da da tasvirlerle süslenmiş kitapların sayısında da belirgin bir artış yaşandığını görmekteyiz. Yazma eserlerde, tasvirlerle zenginleştirilmiş bu eserler hem halk arasında hem de elit kesimde ilgi görüyordu. Bunlar, sadece bir tek yaprak üzerine çizilmiş tasvirlerden ibaret olabildiği gibi, bazen daha kapsamlı eserler halinde, mecmualar ya da albümler şeklinde de düzenlenebiliyordu. Örneğin, Paris'te bulunan bir nüsha, bu tarz eserlerin güzel bir örneğini oluşturuyor. Bu nüshada, Bektaşi bir dervişin tasviri yer alıyor ve bu tasvir bir albüm ya da mecmua içinde sunulmuş durumda. 

Önemli bir noktaya gelecek olursak, bugün artık net bir şekilde biliyoruz ki, 17. yüzyıl boyunca sadece Osmanlı İmparatorluğu’nda değil, aynı dönemde İran, Hindistan, Çin ve elbette Avrupa gibi farklı coğrafyalarda da benzer tarzda bir "tasvirat yapımı yükselişi" ve "okuryazar sayısında artış" gibi ortak temayüller vardı. Yine bu bölgelerde de resimli kitapların ve görsel sanatların yaygınlaşması, özellikle şehirli kesimlerin ilgisini çekmiş, kültürel üretimi canlandırmıştı.

Bu durumda, 17. yüzyıldan itibaren Avrasya genelinde, şehirli ve rafine zevkleri olan bir çeşit "orta sınıf" kültürünün ortaya çıkışından söz etmek mümkün olabilir mi? Bu orta sınıf, ekonomik gücünü ve eğitim düzeyini arttırdıkça sanata, edebiyata ve görsel kültüre olan ilgisini daha belirgin bir şekilde göstermeye başladı diyebilir miyiz? Bu kültür, bazı coğrafyalarda güçlü ve yaygın bir şekilde kendini gösterirken, bazı bölgelerde daha cılız ve sınırlı bir biçimde tezahür etmiş olabilir. Ancak, genel bir bakışla, bu dönem, şehirli okuryazar sınıfın kültürel tüketiminin arttığı, görsel ve yazılı ürünlerin yaygınlaştığı bir dönem olarak değerlendirilebilir. Global ölçekte veya en azından Avrasya’nın farklı bölgelerinde ortak bir kültürel yükselişin izlerini görmek mümkün gibi gözüküyor.


Bir Bektaşi tasviri.
Bibliothèque nationale de France, Manuscript Turc 140, vr. 13