Mahlukların Beslenmesini Temin İçin Vakıf Kuran Osmanlılar


Osmanlıların, Diyâr-ı Rûm'daki çeşitli faaliyetlerin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla vakıflar kurarak finansal destek sağladıkları, tarihte bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda, medrese öğrencilerinin kırtasiye ihtiyaçlarını karşılamaktan camilerin mum masraflarına, bahçelerin bakım giderlerinden kütüphanelerdeki bakımsız kitapların ciltlenme masraflarına kadar birçok alanda maddi katkıda bulunmuş bir ecdadla karşı karşıyayız. Şanslıyım ki, okuma serüvenim esnasında bu duruma bir örnek daha buldum ve bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum.

Priscilla Mary Işın'ın aktardığına göre, 17. yüzyılda Diyâr-ı Rûm’u gezen Jean de Thévenot (ö. 1667), oldukça ilginç bir durum tespit eder. Mary Işın'ın vurguladığına göre, Osmanlılar sokak kedileri ve köpeklerinin beslenmesi için bile vakıflar kurarak bu hayvanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla finansal destek sağlamışlardır:

“Öldükleri zaman haftada belirli sayıda köpek ve kediyi beslemek için yüklü miktarda para bırakanlar var. Bu iş için fırıncılar veya kasaplara para verirler ve onlar bu görevini sadık bir şekilde yerine getirirler. Her gün etleri yüklemiş adamların gidip vakfın köpekleri ve kedilerini çağırmaları, hayvanların etraflarında toplanmaları ve yiyeceklerin dağıtılmasını görmek hoştur. Türklerin hayvanlara karşı gösterdikleri hayırseverliklerin yüz örnek daha verebilirim. Öyle davranışlar gördüm ki bizde olsaydı çok saçma sayılacaktı. İyi giyinmiş birkaç adamın yeni yavrulamış bir dişi köpeği görünce sokakta durdukları, sonra dikkatsiz kişiler onu ezmesinler diye taşlar toplayarak etrafına küçük bir duvar ördüklerini gördüm.”

Kedi muhibi Fasih Ahmed Dede (ö. 1699) tarafından resmedildiği düşünülen ve onun kedilerle iç içe olduğu odasını tasvir eden bir minyatürden söz ediyoruz. Her ne kadar bu minyatür doğrudan ona ait olmasa da, Fasih Ahmed Dede tarafından çizilmiş olsaydı, muhtemelen bundan çok farklı olmazdı kanaatindeyim. Bu açıdan, minyatürün de Osmanlıların kedi sevgisini açıkça yansıttığı söylenebilir.